Sağlığımın ve bağışıklık sistemimin toparlanmasında önemli katkıları olan kişilerden biridir, Ümit Aktaş. Yeni çıkan, “Mutluluk Kürleri” adlı kitabını da keyifle okudum. Kitabında, gluten ile ilgili önemli tespitlerinin olduğu bazı bölümleri, sizlerle paylaşmak isterim. Sadece çölyak hastalarının değil, tam aksine herkesin dikkat etmesi gereken gluten gerçeğini kitabında paylaşmış... Ümit Aktaş’ın kaleminden...
“ Gluten tahammülsüzlüğü hep çölyak hastalığı ile ilişkilendiriliyor. Bu son derece eksik bir bilgi. Doğru, bu hastalığın arkasında gluten intoleransı yatar. Hatta önemli belirtilerinden biri depresyon olan çölyak hastalığı ilk olarak 1950’lerde, genetiği değiştirilmiş buğdayla birlikte hayatımıza girmiştir. Cüce buğdaydan önce çölyak diye bir hastalık yoktu.
Yanlış olan ise, çölyak hastası olmayanların glutene karşı hassasiyet geliştirmeyeceğinin düşünülmesidir.
Halbuki birçok kronik hastalığın arkasında gluten hassasiyeti yatar ve aslında evrimsel olarak tanımadığımız bu gluten, hepimizde hassasiyete neden olur. Bugün sağlıklı olabilirsiniz, ama gluten canavarı sizi er ya da geç yakalayacak, diyabet, obezite, kanser, kronik depresyon gibi hastalıklarla su yüzüne çıkacaktır.
Gelelim depresyon ve gluten ilişkisine. Bu arada, her gluten dendiğinde, siz cümleden gluten kelimesini çıkarıp, onun yerine ekmek, börek, çörek, makarna, kurabiye, buğdaydan yapılmış ne varsa koyabilirsiniz. Hatta bir sağlık mucizesi gibi lanse edilen tam buğday ekmeğini bile! Tam buğday ekmeği gluten oranı açısından en yüksek besindir.
Yüksek oranlarda maruz kaldığımız ve evrimsel olarak bize yabancı olan gluten proteini vücutta, özellikle de bağırsaklarda enflamasyona neden olur. Bu enflamasyon, bağırsak geçirgenliğini bozar ve probiyotik florayı yok eder.
Mutsuzluğun, depresyonun arkasında gluten hassasiyeti ile dengesi bozulan bağırsak florası yatar.
Hastalarına, tıbbın temelini oluşturan “önce zarar verme” prensibiyle yaklaşan psikiyatr Dr. Hyla Cass, The Addicted Brain: How to Break Free (Bağımlı Beyin: Kurtulmanın Yolları) kitabında şöyle diyor; Glutensiz bir diyet önerdiğim hastalarda kısa sürede son derece başarılı sonuçlar alıyorum. Ağır depresyon vakalarında bile işe yarıyor. Gluten içeren yiyecekleri kestiklerinde hastalar sadece birkaç gün içinde kendilerini daha iyi hissetmeye başlıyorlar. Neden? Çünkü bağırsakta sorun varsa, beyinde de sorun var demektir. Zaten, medikal yayınları incelediğinizde, depresyonun bir hastalık değil, bir semptom, yani bir belirti oldugunu görürsünüz. Sonuçları 2014 yılında yayınlanan ve depresyon teşhisi konmuş 22 kişinin yer aldığı ve üç gün süren araştırmanın sonuçlarına da bir göz atalım dilerseniz. Deneye katılanların diyetlerinden gluten içeren tüm gıdalar çıkarıldığında “çalışmada yer alanlar çölyak hastası olmadıkları halde üç gün gibi kısa sürede bile depresyon semptomlarında azalma, ruh hallerinde iyileşme” gözleniyor.”
Ümit Aktaş’a teşekkür ederim. Yazıyı desteklemek adına ufak bir ekleme de ben yapmak isterim.
Çölyak hastalığım teşhis edilene kadar çok sıkıntılı günler geçirdim. En önemli belirtilerinin hepsini yaşadım. Bu belirtileri yaşarken, bir türlü çölyak hastalığımın teşhis edilemediği o dönemlerde, her doktorun çeşit çeşit ilaçlarını kullanmak durumunda kaldım. Bir türlü çözüm bulunamadı. Hayatımı değiştiren isim Suat Özden oldu. Sadece 1 saat muayene ve 1 gün sonra da teşhis. Çölyak hastası olduğumu öğrendim. İlaç ? İlaç yoktu, sadece dikkatle ve özenle glutensiz beslenmem gerektiğini iletti. Çok araştırdım, çok okudum ve ülkemizde bilinirlik çokk düşük olmasına rağmen, sadece glutensiz beslendim. 6 ay gibi kısa bir süre sonra ince bağırsağım ve bağırsağımdaki tüm emilim fonksiyonları tekrar eski haline geldi. Yıllardır yaşadığım sıkıntılarım, glutensiz beslenerek 6 ay içerisinde son buldu.
Kısacası, Ben yaşadım. Siz yaşamayın. Çölyak hastası olun ya da olmayın;
“Gluten, tüketmeyin”.